İnsanlık neyle yıkanıyordu bileniniz var mı?
Elimi hangi konuya uzatsam dilimi zapt etmekte zorlanır oldum. Bir insan iki arada bir derede bu kadar mı kalır? Hem Suriyeli vatandaşların durumu kahrediyor beni, hem de nankörlüklerine öfke duyuyorum. Hem çok kızıyorum cehenneme kadar yolları var diyen arkadaşlara, hem de Türkiye bizim için ne yaptı diyen Suriyeli nankör arkadaşa. Ne cehennem bu kadar ucuz ne de nankör bir millet olmak bir kaç kişinin lafıyla olacak bir şey değil. Kurunun yanında yaşı yakmak ta, biz asil Türk milletine yakışan bir şey değil.
Şimdi ben kendime soruyorum. Ne çabuk unuttun Çanakkale de bizimle sırt sırta savaşıp şehit düşen 121 İdlip’li yiğitleri. İç sesim cevap veriyor. Şimdi ki yiğitler Avrupa kapısında veriyor ülkeleri için vermedikleri savaşı. Ülkemde bir savaş, iç dünyamda başka bir savaş.
Ne aklayabiliyorum insanlığı, ne de bu bahaneyle gözden çıkarabiliyorum Müslüman din kardeşimi. Tam da burada aklıma Hz. Ali’nin köpek ile olan imtihanı geliyor. Köpeğin ayağına bir şey batmış ve canı yanıyor. Hz. Ali, köpeğin ayağına batan şeyi çıkarmaya çalışıyor. Bu durumu gören sahabeler Hz. Ali’yi uyarmış. Köpek seni ısırır bırak demişler. Hz. Ali yaptığı şeyden vazgeçmemiş ve köpeğin canını yakan şeyi çıkarmış ayağından. Lakin bu sırada köpek Hz. Ali’nin elini ısırmış. Sahabeler demiş; dedik sana ya Ali. Isırdı işte elini. Hz. Ali beni ikilemden kurtaran cevabı verir sahabelere. Köpek köpektir ve fıtratı ısırmaktır. O fıtratını yaptı diye ben insanlığımdan vaz mı geçeyim?
Şule Ok Polat